Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
YVES ROCHER ALIŞVERİŞİ Yves Rocher 'i tanıdım tanıyalı belli başlı ürünlerinden vazgeçmeden kullanmaya devam ediyorum. Bana hep güvenilir ve diğer kozmetiklerden daha doğal gelir. Belkide hem mağazaya hemde ürün ambalajlarına hakim olan yeşil renkten kaynaklanıyordur. En sevdiğim özelliklerinden biride, diğer mağazaların aksine istediğiniz zaman sample vermeleri. Nemlendirici ihtiyacımı nerdeyse aldığım ürünlerin yanında verilen samplelardan sağlıyorum. Ayrıca Yves Rocher kartınız varsa size özel indirim ve hediyelerden yararlanıyorsunuz ki hiç aklınızda alışveriş yapmak yokken ''Ama kartınızda % şu kadar indirim, şu hediye var'' denilince, gözünüz dönüyor ve mis gibi çiçek kokuları, rengarenk ürünler sizi cezbediyor.  Aşağıda beni cezbeden ve vazgeçemediğim ürünleri yayınlıyorum. Teker teker özelliklerini memnuniyetimi paylaşacağım.    Bir numaradan yani çift fazlı, hassas bir şekilde göz makyajını temizleme losyonu. Heterojen olan karışımı

BB Krem

Merhabalar, Son zamanlarin en konuşulan kozmetiklerinden birinden yani bb kremden bahsedecegim.Bende tıpkı sizler gibi cildime uygun ve ben burdayım diye bagirmayacak bbkrem araştiriyordum ki bir arkadaşimin kullandığı kremi deneme firsatim oldu.Sürdükten hemen sonra yüzümün sadece nemlendiği hissettim.Üstüne makyajimi yaptim. Makyaj derkende göz kalemi ve rimel sadece. Aradan 5 10 dk geçtikten sonra cildim öylesine güzel görünüyirdu ki... Kendinden parlayan, sağlikli ve pürüzsüz bir görüntü. Aynalara bakmata doyamadim diyebilirim:)Sonra araştirmalarim başladi bu defa ürüne karar vermiştim ve fiyat araştirmalarim başladi. Ürün tutulunca fiyatini 39.90 dan 59.90 TLye çikarmişlar.Inat ettim araştirdim araştirdim ve www.hepsidermokozmetik.com.tr diye bur site buldum ve 39.90 TL ile gelen mutluluk:) Üstelik sitede ter alan iletişim panelinden mesajinizi yaziyorsunuz ve bir kaç dakika içerisinde hemen cevap aliyorsunuz. Bu arada önemli bir özellik olduğuhu düşündügüm nokta şu ki cilde par

Sonunda Oldu...

Ne zamandır blog açacağım diye planlayıp dururken iş, güç, yoğunluk ertelemeler, vb... den fırsat bulamazken iş yerinde öğle arası oluşuverdi. Kendimize o kadar az zaman ayırıyoruz ki, bazen yaşantımız o denli rutine biniyor ki her gün bir öncekinin aynısı oluyor. İş-ev, ev- iş hepsi bu. Bu aralıkta yaşarken kendi hayatımız yaşamayı unutuyoruz. Oysa ki biz üniversitedeyken ''Bin an önce mezun olalım şıkır şıkır işimize gidelim.'' hayallerimiz vardı ya öyle bir dünya yok. Tayt tunik çizme candır diyoruz ve uykuya 5 dk daha ayırabilmek için herşeyden feragat ediyoruz. İşte bu gerçek dünya:) Hele ki evinizden farklı bir şehirde yaşıyorsanız ve yeni yeni sosyal çevre oluşturmak durumundaysanız o çevre de hiç oluşmuyor çünkü işten çıkışta bir yerlerde oturmaktansa eve gidip ayakları uzatmak daha cazip geliyor. Böylece noluyor merhaba asosyal hayat. Uzun lafın kısası kendim için birşeyler yapmaya karar verdim ve ilk iş blogumu açtım. Devamı da gelir diye düşünüyorum. Nede o