Sonunda Oldu...

Ne zamandır blog açacağım diye planlayıp dururken iş, güç, yoğunluk ertelemeler, vb... den fırsat bulamazken iş yerinde öğle arası oluşuverdi.
Kendimize o kadar az zaman ayırıyoruz ki, bazen yaşantımız o denli rutine biniyor ki her gün bir öncekinin aynısı oluyor. İş-ev, ev- iş hepsi bu. Bu aralıkta yaşarken kendi hayatımız yaşamayı unutuyoruz. Oysa ki biz üniversitedeyken ''Bin an önce mezun olalım şıkır şıkır işimize gidelim.'' hayallerimiz vardı ya öyle bir dünya yok. Tayt tunik çizme candır diyoruz ve uykuya 5 dk daha ayırabilmek için herşeyden feragat ediyoruz. İşte bu gerçek dünya:)
Hele ki evinizden farklı bir şehirde yaşıyorsanız ve yeni yeni sosyal çevre oluşturmak durumundaysanız o çevre de hiç oluşmuyor çünkü işten çıkışta bir yerlerde oturmaktansa eve gidip ayakları uzatmak daha cazip geliyor. Böylece noluyor merhaba asosyal hayat. Uzun lafın kısası kendim için birşeyler yapmaya karar verdim ve ilk iş blogumu açtım. Devamı da gelir diye düşünüyorum. Nede olsa günlük yazmaya ilk mutlulukları, sevinçleri, aşkları günlükle paylaşmaya alışkın bir nesildik biz teknolojiye ayak uydurmak lazım artık:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BB Krem

Hayatın durduğu o birkaç saniye